Uyku sorunlarının, özellikle insomnia,  yaşlanmaya bağlı olduğu geleneksel düşüncedir, ama birçok yaşlılık uzmanına göre ise öyle değil. 2010 yılındaki kitabı “Uzun Ömür Reçetesi”nde ünlü geriatrist Robert N. Butler’in söylediği gibi:

“Kötü uyku yaşlanmanın kaçınılmaz bir parçasıdır, dogması doğru değildir. Yaşlanma, özünde, insomniayı öngörmez. Ve uykusuzluk çoğu değiştirilebilen ve tedavi edilebilen diğer faktörlerin zemin hazırlaması nedeniyle ortaya çıkabilir.”

Hastalıklar ve durumlar uykusuzluğa katkıda bulunabilirler ve bunlar için olasılı çözümler kişinin doktoruyla konuşulmalıdır. Ancak, genellikle, diğerleri arasında düzenli bir program uygulamak, kafein alımını sınırlamak ve yeterli egzersiz yapmak iyi bir gece uykusu sağlayabilir.

Bunu benden dolayı bildiğinizi not etmeliyim. Bütün bu önerileri denediğim halde çok erkenden uyuklamaya başladığım ve sonrasında da gecenin ortasında uyandığım oluyor bu da beni öğleden sonrasına doğru yorgun yapıyor.

Ya da tuvalete gitmek için uyanıyorum ve tekrar uyuyamıyorum. Ya da daha mantıklı bir uyku zamanına kadar uyanık kaldığım halde gece 1.00 ya da 2.00 de tekrar fazla uyku şansım olmaksızın uyanıyorum.

Bazen, uygun olmayan ve istemediğim bir uyku programını sürdürdüğümü bilerek tuhaf saatlerde uyandığımda kalkıyor ve sabah gazetelerini online olarak okuyor ve maillerime yanıt veriyorum. Diğer zamanlarda uykuya dönebilmek için bir kitap okuyor ya da televizyonda bir şeyler izliyorum.

Bazen, kendimi zihnimin kendi başına gezinti yaptığı uykuyla uyanıklık arasındaki o küçük, rahat yerde buluyorum ve rüyaya benzemez olarak zihnimin yaptığı o tuhaf ve ilginç gezintinin izini sürüyorum.

Ama o uyku değil ve ondan saat 2.00’de yataktan kalktığım zamanda olduğundan daha fazla dinlenmiyorum.

Yakınlarda, dayanılmaz büyüleyici bir kitap okudum, Roger Ekirch’in At Day’s Close – Night in Times Past. “Geçmiş zaman” endüstri öncesi topluma gönderme yapıyor, erken modern çağ, 1500-1850 arası, özellikle yapay ışıktan önce.

Bu kitabı tavsiye etmek için pek çok diğer neden var, ancak benim burada söylemek istediğim “birinci uyku” ve “ikinci uyku” ki geçmiş yüzyıllarda ve kırsal alanlarda 20. Yüzyılın başlarına kadar çok yaygın olmalıydı ki yazar bu konuda yorum yapmaya değer olduğunu düşünmüyor bile.

“…birçok dildeki parçalar…bu uykunun şaşırtıcı şeklinin temel özelliklerine ipuçları veriyor.

İnsanların tekrar yatağa dönmeden gece yarısı uyandığı bu uyku şeklinin iki fazı da aynı uzunlukta sürüyor… Erkekler ve kadınlar bu iki devreden gecenin ortasında uyanma ihtimalinin herkesin bildiği ayrıntılandırmaya gerek olmayan bir şeymiş gibi  söz ediyor…”

“Gece yarısından sonra genellikle endüstri öncesi ev işleri karmaşası başlıyor. Yataklarından kalkanların çoğu temelde tuvalete gitme ihtiyacı duyuyor…

“ Bununla birlikte bazı insanlar kalktıktan sonra bu fırsatı tütün içmek, zamanı kontrol etmek, ya da ateşe yönelmek için kullanıyor. Thomas Jubb, yoksullaşmış bir tuhafiyeci, geceyarısında kalkarak Cow Lane e gidip saatin 12 yi vurduğunu işitip eve dönüp tekrar yatağa giriyor.”

Diğer insanlar biraz çalışmak için kalkıyor, ev işlerine kalkışıyor ya da çocuğun iyi olup olmadığını kontrol ediyor ve Benjamin Franklin, Ekirch rapor ediyor, Londra’yı ziyaretinde ikinci uykuya başlamadan birinci uykudan uyandığında bir saate kadar yazma ya da okuma yaptığından söz ediyor.

Bazı insanlar birinci ve ikinci uyku arasaında hiçbir zaman yataktan kalkmaz ve genellikle eşler arasında cinsel ilişki yaşanır. “Düşük sınıflarda, diye not ediyor Ekirch.

“Yatağa ilk gidişlerinde yorgunluk işçileri sevişmekten engellediği için cinsel ilişki ‘birinci uykudan sonra’, ‘daha keyifli olduklarında’ ve ‘daha iyi yaptıklarında’ gerçekleşiyor.”

Ekirch yapay ışığın –önce gaz, sonra elektrik- her yerde oluşunun insanlığın uyku alışkanlıklarını değiştirdiğini ileri sürüyor:

“Yapay ışığa fazlalaşmış bir maruz kalış, hem evde hem dışarıda, insanın kendisi kadar eski olan sirkadiyen ritimlerini değiştirdi.”

Bunu okuduktan sonra benim gibi artık sabah erken kalkıp işe koşmak zorunda olmayan bazı emekliler, 40-50 yıldır yaptıkları gibi, bir süre sonra insanlık tarihinin büyük bir bölümünde yaygın olduğu görünen, Ekirch’e teşekkürler, bu endüstri öncesi uyku şekline dönebilirler mi merak ediyorum.

Kuşkusuz, bunu doğrulayacak bir yolum yok, ama savaşacağıma, üzüleceğim ve uyku şeklimi değiştirmeye çalışacağıma birinci ve ikinci uykuya, kişisel, normal bir davranışım olarak kabul ederek bir geçiş verecağim.

Kim bilir, belki bu gece saatlerini ufak tefek işlerle oyalanmak ya da biraz kitap okumak ya da o sihirli yarı-rüya/yarı uyanık zihin durumu için örtünün altına kaçışım eski bir şeyin farkında oluşumdandır.

Ve belki de bu birinci ve ikinci uyku fikirine alışsam, kendime izin versem, geçmişteki insanlar gibi ikinci kez uyuyabilirim.

Nasıl gittiğini size bildireceğim.

Ronni Bennet http://www.timegoesby.net/weblog/2012/04/a-new-explanation-for-elder-insomnia.html

“Tırtıl tam da dünyasının bittiğini düşündüğünde kelebek olur.”
~ Anonim