Anketler Forbes 400′ deki en zengin insanlarla Doğu Afrika’nın sığır çobanları arasında neredeyse aynı mutluluk düzeyini buldu. Piyangodan kazananlar beş yıl sonra önceki mutluluk düzeylerine dönüyor. Gelirde artış insanı mutlu yapıyor gibi görünmüyor ve aynı şekilde en olumsuz yaşam deneyimleri uzun dönemli doyum içinde yalnızca küçük bir etkiye sahip. “Para ve mutluluk arasındaki ilişki oldukça küçük” diyor Michigan Üniversitesi tıp profesörü Peter Ubel.

Betty Friedan’ın son büyük çalışması yaşlılığın dikkatli ve uzun bir dikkate alımı.  Yaşlılık Pınarı (Fountain of Age) yaşamın üçüncü döneminde gizli olan beklenmedik derinliği ve gücü araştırıyor.  Kitabın en ilgi çekici bölümlerinin birinde Friedan bir gezide 90 metrelik bir yardan aşağı iple inme mücadelesine davet edildiğini söylüyor. Daveti reddediyor. Böyle bir geri çevirme pek çok yaşlıya güçlü suçluluk ve utanç duyguları verir. Bir yaşlı olarak bu geri çevirmeyi özgürlüğün yeni bir şeklinin kanıtı olarak deneyimliyor.  Sonunda anlıyor ki, “kendimi kanıtlamak için yarışmak zorunda değilim – asla iple inemeyeceğim gerçeğiyle yaşayabilirim ve bu başarısızlık öyle ya da böyle, aslında  fark etmez.”

Yaşlanmayla ilgi olarak sizi ölüme hazırlayan hiçbir şey yoktur. Ölüm süreci, herkes için benzer olduğu halde,  kendisini daima öylesine benzersizmiş gibi hissettirir ki dünyanın dönmeye devam etmesi, Big Mac’ın satılmaya devam etmesi, ehliyet sınavında sıra olması, hepsi insana büyük bir ihanetmiş gibi gelir. Fakat bizim sıramız olsa bile dünya ölüm yüzünden durmaz. Ve ölüm herkese sürpriz olur ve her seferinde de üzücüdür, 95 yaşında bile. Yakınlarda bir hastanın bana söylediği gibi, “Kimse partiden ayrılmayı istemiyor.”

Modern toplumun yetişkinlik ve insan yaşam çevriminin en üst düzeyi konusundaki israrı insan varlığının hemen hemen her yönünü bozuyor. Mutluluğu tanımlayıcı değişken olarak kullanarak insan yaşam çevrimini yeniden çizsek ne olur?

Grafikte de görüldüğü gibi yetişkinlik şimdi pek öyle ateşli görünmüyor.

İnsanlar yetişkin yaşamlarına başladıklarında, ortalamada, oldukça mutludurlar.  Gençlikten ortaya yaşa, en alt noktaya ulaşıncaya kadar olanlar çoğunlukla orta yaş krizi olarak bilinir. Ondan sonra şaşırtıcı kısım başlar.  Her ne kadar insanlar yaşlılığa doğru ilerlerken değer verdikleri şeyleri –canlılık, zihinsel keskinlik ve görünüş- kaybederlerse de yaşamlarını peşinden koşarak harcadıkları şeyi kazanırlar: mutluluk.

Bu ilginç bulgu insanların iyiliği için paradan daha doyurucu bir ölçü arayan ekonominin yeni bir kolundan doğdu. Geleneksel ekonomi amaca uyan şeyin aracı olarak parayı kullanıyor, disiplinin mutluluk için  söylediği kasvetli yol. Fakat bazı ekonomistler para ve iyi oluş arasında doğrudan bir ilişki olduğu konusunda ikna olmadı ve konunun özüne gidip mutluluğun kendisini ölçmeye karar verdi.

İletinin başlığındaki yaşamın “Sonu” – şaşırtıcı  görünebilir- yaşamın adandığı şeyin sonunu kasteder. Ölçü olarak mutluluğu kullandığımızda yetişkinlik parlaklığını kaybeder ve ne için var olduğu anlaşılabilir,  gençliği ve yaşlılığı bağlayan zor fakat gerekli bir geçiş.

Dr. Bill Thomas,  http://changingaging.org/blog/2011/04/11/life-and-the-end-of-life/

 

 

“Yaşamın en değerli armağanlarından bazıları yalnızca yaşla elde edilir.”
~ Gene Cohen