Yaşlılıktan daima korktum. Yaşlı olmaktan daha kötü bir şey düşünemem… İnsanın bütün gün duvarlara ya da TV’ye bakmaktan başka bir işi olmaması çok kötü bir şey.

Geçen hafta belediye başkanı hepimizin Yaşlılar Haftasını bir yaşlıyı teselli ederek  kutlamamızı önerdi, bunu yapmaya karar verdim. Yeni komşumu -yaşlı emekli bir bey, yakınlarda dul kalmış, sanırım evli kızıyla birlikte buraya taşındı, çünkü kendine bakamayacak kadar çok yaşlı- çağıracaktım.

Bir tepsi browni pişirdim ve telefon etme zahmetine katlanmadan -bazı yaşlı insanlar telefonda işitemez- bu yaşlı adamın gününü aydınlatmak için gittim.

Kapı zilini çaldığımda bu “yaşlı bey” kapıya tenis şortu ve polo bir gömlekle Donny Osmond kadar ‘antika ve bir ayağı çukurda’ olarak geldi.

Kendimi tanıttığım zaman “üzgünüm, sizi içeri davet edemiyorum,” dedi “saat ikide Raket Kulübünde maçım var. Bugün yarı final oynuyorum.”

“Oh, tamam,” dedim. “Size browni pişirmiştim…”

“Harika,” diye sözümü kesti kutuyu kaparak. “Tam da yarınki briç kulübü için gereksinimim olan şeydi! Çok teşekkürler!”

“… ve yalnızca kısacık bir ziyaret, diye düşünmüştüm. Ama tamam! Şimdi caddenin karşısına koşar ve büyükanne Grady’i ziyaret…”

“Zahmet etmeyin, dedi. “Büyük anneler evde değil; biliyorum. Biraz önce, bu geceyi dans partisine gitmek için anlaşmış olduğumuzu hatırlatmak için telefon ettim. Güzellik salonunda olabilir o şimdi. Sabah kahvaltıda saç boyatmak için randevusu olduğunu söylemişti.

Annemin kuzenini -83 yaşında- aradım; hastanedeydi, hediyelik eşya dükkanında çalışıyordu. Teyzemi aradım -74 yaşında- Çin’de tatildeydi. Kocamın amcasını aradım -79 yaşında. Balayında olduğunu unutmuşum.

Hala yaşlılıktan korkuyorum, şimdi daha da fazla. Ama şimdi, bütün bunları yapabileceğimi düşünmediğim için.

http://www.senioryears.com/sissies.html

“Yaşlanma cahiller için kıştır, bilgeler için ise hasat.”
~ Zen Budizm