Yaşamaya Değer Bir Hayat
Bir soru, “yaşamaya değer bir hayat yaşamak” için hangisi istenir? Zenginlik? Sağlık? Güzellik? Gençlik?
Amerikalılar insanlık tarihindeki başarıyla yetişmiş en büyük yaşlı grubuna sahip olmakla nasıl başa çıkabileceklerini tartışıyor. Savaş sonrası doğan, günümüzde sayıları 78 milyonu bulan baby boomerlar sekiz saniyede bir 60 yaşını dolduruyor…
Bu eşi görülmemiş fenomen tüm gayrı safi milli hasılalarını yutacak bir karabasan olarak görülüyor…
Ama Japonya korktukları bu realiteyi nüfusunun neredeyse dörtte biri 65 yaşın üstünde olduğu için zaten yaşıyor. Ve yaşlanan toplumun zorluklarının getirdiği fırsatların tamamen başka bir boyutunun olduğunu keşfediyor.
TOKYO
Amerika’nın geleceği iş gücünün azaldığı Japonya’ya şimdiden geldi. 65 yaşın üstündeki Japon vatandaşların oranı yüzde 25’e yaklaştı. Bu düzey karşılaştırıldığında Florida’yı gençlik dolu yapıyor. Ayrıca, bu ülke bugüne kadar iflas falan da ilan etmedi.
Tersine, bu durumun kaderi Tokyo’da yaşlı çalışanlar için geçici işe alım servisi kuran 72 yaşındaki girişimci Kenji Ueda gibi insanların elinde. Japon yaşlılarının çoğu sağlıklı. Dolayısıyla Ueda onlara zamanlarını üretken bir şekilde kullanabilmeleri ve bir girişimci olarak bana söylediği gibi ’yaşlı’ markasını güçlendirmek için bir şans veriyor.
…Eğer Japonya bir rehber olabilirse toplumun ‘grileşmesi’ yalnızca kaynakların nasıl bölüneceği üzerine ümitsiz, soyut tartışmalar getirmiyor. Daha ilginç bir soruyu da ortaya çıkarıyor: Yaşlıların çocukların sayısını çok geçtiği ve emekliliğin on yıllarca sürdüğü bir toplumda mutlu yaşamak için ne gerekir?
Tokya Gas’daki çalışma yıllarından sonra şirketini kuran Ueda, kesinlikle hem kendi hem de ortakları için kar amaçlıyor. Ancak, daha yüksek amaçları da var: yaşlı insanlara enerjilerini kullanmaları için yalnızca bir çıkış yolu vermek değil, uzun zaman çalışan insanların birdenbire kendilerini evde eşleriyle bulduklarında yaşadıkları gerilimleri de hafifletmek .
Son kısım bir şaka gibi geliyor, fakat değil, gerçekten. Milyonlarla çarpıldığında uyum ve mutluluk arayışı ulusal önemde bir konu oluştuyor. Politika uzmanları, iş adamları, hizmet sektörü oluşturanlar ve aktivistlerle yapılan sayısız söyleşiler ortaya çıkan önceliğin ikigai, ‘yaşamaya değer hayat’ olarak çevriliyor, olduğunu gösteriyor.
“Bir Japon toplumu geliştirmek zorundayız, yaşlıların ikigai ile yaşayabileceği,” diyor, Tokyo Üniversitesi danışman direktörü Akira Morita. Buna ulaşmak kısmen bir öz saygı meselesi: Örneğin, Koureikyo adlı bir yaşlı vatandaşlar şirketi, Japon yaşlılarını yalnızca bir hizmet alıcısı olduklarının ötesinde olduklarına ikna etmeye çalışıyor.
Potansiyel olarak zor olan konu ekonomik sistemde yaşlı Japonların hangi rolü oynayacağı. Birçok çalışanın 60 ya da 65 yaşına gelince zorunlu emekliliği var. Pazarlamacılar bir süre için satış alanlarını emeklilere göre ayarlıyor ama iş gücünde kalmak isteyenler için açık bir yol yok. Yaş ayırımcılığına karşı koruma Amerika’da olduğundan daha zayıf ve işverenler yaşlıların katkı kapasitelerini hafife alıyor gibi. Ueda’nın cazip şirketi bir seçenek sunuyor, en azından 370 çalışanı için, diğerlerinin de kendi iş modelini kopya etmelerini umuyor.
Büyük ölçekte, ana işverenler emeklilerini giderek artan bir şekilde geri getiriyor, genellikle daha düşük saat ve düşük ücretlerle. Bu küçük bir adım değil: Özellikle büyük Japon işletmelerinin hiyerarşik dünyasında emekli yöneticiler daha önce yanlarında çalışmış olanlardan emir aldığında bu herkes için bir ayardır, dolayısıyla, emeklilerini tekrar işe alan bazı şirketler onları daha önce hiç çalışmadıkları bölümlere görevlendiriyor.
Bu düzenlemeler mantıklı bir gerçekçilik düzeyini öneriyor. 70 yaşında biri 30 ya da 50 yaşındaki birinden farklı gereksinimlere ve motivasyonlara bağlı. “Kabul etmek zorundayız ki fiziksel güç azalıyor,” diyor, danışman direktörü Morita. “Düşen kapasite gerçeğine dayalı olarak bu insanları aktif kalmaya yetkin kılmak zorundayız.”
Besbelli ki, Japonya’daki yaşlanmanın toplumsal olarak tartışılması yalnızca yaşam kalitesiyle ilgili değil. Japon’lar da Amerikan bütçe açığı şahinlerini gece uyanık tutan politika seçenekleri çeşitleriyle karşı karşıya.
Japon deneyimi gösteriyor ki ufukta göründüğünde temel olarak sosyal sağlık sistemi için bir problem olarak görünen yaşlanan toplum gerçekleştiğinde diğer boyutlar da ortaya koyuyor.
Objektif olunduğunda yaşlıların yararsız ve sıkılmış ya da ihtiyaç duyulan ve hoş bir şekilde meşgul edilmiş olmaları toplum için önemli. Yaşamlarında ikigai olduğunu söyleyen insanlar, araştırmaların gösterdiğine göre olmayanlara göre daha düşük ölüm hızına sahip.
Bütün yaşlı vatandaşlar bakıma gereksinim duymuyor ve West Palm Beach’deki sürekli tatilin bir eşdeğerini de alamaz ya da almak istemez. Zaman içinde, yaşlanan toplumlar yaşlı vatandaşlarını ekonomik bir güç ve bir yetenek havuzu olarak ya da girişimci Ueda’nın gördüğü şekilde ‘bir hazine dağı’ olarak kabul edecek.
Kayan Peterson
A life Worth Living www. changingAging.org
~ Pamela Blair
Bir cevap yazın