Olumlu Yaşlanmanın Üç Sırrı
İlginç Beyin Bilimi alanı ve Harvard’ın Erişkin Gelişimiyle ilgili olanlar gibi araştırmalar artık annenizinki (ya da babanızın) gibi bir yaşlılığı beklemek zorunda olmayacağınızı vurguluyor. Araştırmanın çoğu biz yaşam koçlarının içgüdüsel olarak bildiği – yaşlandıkça sizi genç ve canlı tutan ve mutluluğunuzu tayin eden şeyin kişisel yapınızın gücü ve belirli yeteneklerin gelişimi olduğuna dikkat çekiyor.
Eğer şanslıysanız, olumlu olarak yaşlanacaksınız, ancak olumlu yaşlanacak mısınız?
İşte size olumlu yaşlanmak için şart olduğuna inandığım üç faktör:
Esneklik Faktörü. Esneklik Faktörünün tümü dirençlilik, esneklik ve uyumluluk hakkında. Yaşam karşınıza beklenmedik bir şey çıkardığında ne kadar iyi toparlanıyorsunuz? Genellikle akıntıyla birlikte mi gidiyorsunuz ya da işler beklediğiniz gibi gitmezse ayak mı diriyorsunuz? Planların değişmesine ya da planlanmadan ortaya çıkan bir duruma kolaylıkla uyum sağlayabiliyor musunuz?
Esneklik Faktörü bana daima Christopher Reeve’i (eski Süperman) düşündürür. İlk kez paralize olduğunda kendi hesabına ölmek istedi, yaşamaya karar verdiğinde çok büyük acı limon yığınlarından limonata yaparak devam etti. Hayatının kalan kısmının her gününü spinal kord hasarları için tedavi bulma yolunda harcadı. Bir gün tekrar yürüyebileceği umudunu hiçbir zaman yitirmedi. Ve diğer insanlara umudu miras olarak bıraktı. Dolayısıyla, ya değişimi seçersiniz ya da tam gözlerinizin ortasına bir şamar yersiniz, kendinizi yeniden yaratma fırsatını yakalayın? Farklı bir siz değil, ama daha derin, daha özgün bir siz. Ve yolunuza çıkan limonlardan mümkün olan en leziz limonatayı yapın.
Şükran Faktörü. Şükran Faktörünün tümü parlamakla ilgilidir ve üç önemli bileşimi vardır: mizah duygunuzu korumak, şükran duyma tavrı geliştirmek ve affetme yeteneğinizi büyütmek. Mizah duygunuzu korumak, kendinize ve genellikle yaşlılıkla gelen yakışıksız muamelelere gülme yeteneği anlamına gelir. Kendinizi kötü hissettiğinizde canlanmak için en hızlı yoldur ve perspektifinizi ve deneyiminizi kolaylıkla değiştirir. Mizah duygunuz yoksa, bir tane edinin.
Şükran duyma tavrını geliştirdiğinizde ise sahip olduğunuz her şeyi derinden ve güçlü bir şekilde takdir edebileceksiniz. Sahip olmadıklarınıza, kaybettiklerinize ya da bir daha hiç olmayacaklara odaklanma yerine minnet dolu (ve olumlu!) bir tavır geliştireceksiniz. Affetme yeteneğini büyütmek olan sonuncusu, pek çoğumuzun en zor bulduğu şeydir. Bunu göz ardı etmeyin! Onun yerine, kızgınlığın, küskünlüğün ve size bir şekilde zarar verenlere karşı öc alma duygusunun gitmesine izin vermeye istekli olun. “Affetmeyerek bir bardak zehir içiyorsunuz ve öteki insanın ölmesini umuyorsunuz” diyen harika bir deyim var. Dürüst olmak gerekirse, bu olana göz yummak ya da olanı unutmakla ilgili bir şey değil. Bu size zarar veren insanın hala üzerinizde sürüyor olan gücünden kendinizi özgürleştirmek demek. Onlarla ilgili değil. Tamamen sizinle ve iyi olmanızla ilgili bir şey. Ve bu konu üzerindeyken affedilemeyeceğini varsaydığınız her şey için de kendinizi affedin.
Zevk Faktörü. Zevk faktörü yaşamın anlık, sırlı, popüler tarafını benimser. Oynama, sevme, diğer insanlarla bağlantı içinde olma isteği kapasitesine ve geçmişteki başarılarınızdan beslenme yeteneğine sahip olmak ama orada kalmamaktır. Meraklı olmak ve diğer kuşaklardan öğrenmeye istekli olmak demektir. Dünyayla bağlantılı olmak ve takdirle, heyecanla yaşamak ve her yeni günün getirecekleri için ümitli olmaktır. Bunsuz yaşam parıltısını kaybeder.
Bu faktörleri kendinizde geliştirmeyi iş edinin, yaşamınızın kalanı için sağlam bir temel oluşturacaksınız. Hem, kim bilir? Hatta, belki de, olumlu yaşlanmanın poster çocuğu olursunuz!
~ Behçet Necatigil
Bir cevap yazın