Düşme Korkusu
Kuşkusuz yaşlı insanlar haklı olarak düşme konusunda endişe duyuyor. Ancak abartılmış düşme endişesi – fizyolojik testler riskinizin az olduğunu gösterse bile- gerçekten düşme olasılığınızı arttırabilir mi?
Avustralya’daki bir Neurobilim araştırma grubu arttırabileceğini buldu. Öte yandan, fiziksel olarak yüksek risk altında bulunan ancak fazla tehlike algılamayan yaşlıların beklenenden daha az düştüğünü de .
Zihin bedenin üstünde, birinin bir zamanlar söylediği gibi.
İngiliz Tıp Dergisi BMJ’de yayınlanan araştırmaya göre, Sidney’de bir seri tıbbi, fizyolojik ve nöropsikolojik testten geçmeyi kabul eden 500 kişi (yaş ortalaması: 78) takibe alındı. Çoğu katılımcı düşme olasılıklarını doğru değerlendirebildi ancak yaklaşık üçte biri hatalıydı. Kendilerini güçlerinin, dengelerininin, tepki zamanlarının ve diğer fiziksel karakterlerinin gösterdiğinden daha az ya da daha çok hassas hissettiler.
Araştırma grubunun “endişeli” grup olarak adlandırdığı yüzde onbirin fizyolojilerinin gerektirdiğinden daha yüksek risk algısı vardı. “Stoic” (stoacı, soğuk kanlı) olarak adlanan yüzde yirmi aslında fizyolojik olarak risk altındaydı- ancak risklerini yüksek olarak derecenlendirmedi.
Bir yıldan uzun bir izleme sonunda endişeli insanların, grubun tamamından daha çok düştükleri görüldü: yüzde 40’i birçok düşüş ya da hasar verici düşmeler yaşadı. Ancak stoiclerin yalnızca üçte biri düştü, yüksek risklerine karşın.
Fizyolojik farklılıklar insanların kendilerini değerlendirmelerini etkiliyor, diyor Stephan Lord, araştırma grubunun bir üyesi olan uygulamacı fizyolog. “Bu endişeli insanların depresif olmaları, hareketlerini sınırlamış olmaları daha olası ve bu faktörler sanki bribirinden besleniyormuş gibi görünüyor,” diyor.
“Korkulu insanlar daha az hareket eder bu da kondüsyonun bozulmasına, güç ve denge kaybına yol açar,” diye açıklıyor. Giderek artan düşme fobisi insanı bazen evden çıkmaya isteksiz yapar, “bu olasılık konusunda önyargılı olurlar, felaket haline getirirler.” Tersine stoic tipler fiziksel sorunlarına karşın daha olumlu daha aktif yaşam tarzlarını korurlar.
Yaşlı insanlar kuşkusuz sık sık düşerler ve tehlikeyi en aza indirme hassasiyetlerinde haklılar. “Bu bir gerçek ve sonuçları da gerçek,” diyor Dr. Lord.
Ancak, kesilmiş sosyal ilişkilerle daralmış bir hayata yol açan aşırı dikkatin de sonuçları var. Düşme korkusu tedavi edilebilir, hem fiziksel hem de psikolojik olarak, diyor Dr. Lord. Düzenli egzersiz programları yaşlı insanların denge ve güçlerini korumasına ya da kazanmasına yardım ederken bilişsel davranış terapisi, odaklanmış ve genellikle kısa zamanlı endişeyi azaltabilir. Avustralya grubunun sonraki projesi bu müdaheleleri kullanarak daha fazla şey öğrenmek.
Mesaj : “düşmeler konusunda korkmayın, değil” diyor Dr. Lord. Korkular insanların aşağı doğru bir spirale girmesine neden olabilir, “spiralden çıkabilirsiniz.”
http://newoldage.blogs.nytimes.com/2010/09/01/fear-of-falling-2/
Yukarıdaki yazının orijinaline yapılmış olan bazı yorumlar:
Stillbilly: 73 yaşındayım, oldukça yeni bir aikido öğrencisiyim. Pratikte haftada 60-100 arası düşüyorum çünkü doğal bir şekilde düşebiliyor ve kolaylık ayakta duruş pozisyonuna geçebiliyorum. Bu pasif dövüş sanatını düşmelere karşı bir savunma olarak öneriyorum.
Lisa Hirsch: 70’lerinde aikido derslerine başlayan yorumcudan çok etkilendim ve nasıl dönülerek güvenli bir şekilde düşüleceğini bilmenin avantajları konusunda ona katılıyorum. Stoicler daha az düşüyorlar çünkü zaten bilinenin dile getirildiği gibi güvenleri var.
Bharat Shah: Ben bir doktorum bulguları yorumlanma şekliyle gösterilen bu kasıtlı olmayan tıbbi kibirden korktum…. Kullanılan kriter tek bir gerçek olarak kabul edilemez, uygun ya da doğru olmayabilir…. Araştırma kapsamındaki hastaların üçte biri sıra dışı insanlar, bazıları endişeli ve kalanı da stoacı. Endişeli grup düşmelerinin olasılı olduğunu hissediyor ve gerçekten düşüyor. Sonraki grup kendilerine karşı olan fizyolojik dezavantajlarına karşın daha güvenli hissediyor ve sık düşmüyor. Ve sonra bize “düşeceğinizi düşünürseniz, düşerseniz ya da tersi,” deniyor.
Bu, bilimi içgüdünün önüne koyuyor. Doğru sonuç şöyle olmalıydı: Hastalar bedenlerini (araştırmada kullanılan) testlerden daha iyi tahmin edebilirler. “Tıbbi tahminler gözden geçirilmeden uygulanırsa, stoacıları eve çıkmayanlar yapar ve endişelileri düşürürdü.
Meslekdaşlarıma benim önerim: “Biz kuşkusuz hata yapmayız. Ancak lütfen tıbbi öneriye karşı haklı olma yolu olan hastaları dinleyin.”
~ Gene Cohen
Bir cevap yazın