grcafull
Geçenlerde, erdemle yaşlanma konusunda çok fazla on line yazıyla karşılaştım. Çoğu sakkarindi ve aynı birkaç şeyi söylüyordu:

  • Aktif kalın
  • Sosyal olun
  • Diğerlerine yardım edin
  • Gülün

Bazıları “aşık kalın” sözünü ekliyor. İşte bu nedenle bunları genç insanların yazdığını söyleyebilirsiniz. Onlarca yıl önce bir eş kaybetmiş olacak  kadar yaşlı değiller henüz. İlk dördü konusunda, eh. Ancak erdemden çok sağlık konuşuyorlar.

Evet, çok kullanılmış, iyi kullanılmış bir fikir,  iki kişinin aynı şekilde tanımlamadığı. Yaşlılıkla ilgili hemen hemen 20 yıllık okuma, inceleme ve düşünmeden sonra geldiğim nokta şu: erdem dolu bir yaşlılık oluşamaz (tanım ne olursa olsun), yaşımızı kabul etmeden ve gençliğimize veda etmeden.

İnsanın ne zaman yaşlı sayıldığı şeklinde değişmeyen bir soru var. Pek çok insan –bu blogda yaşlanma konusunda yorum yapanlar- 50 ya da 55’in hala genç olduğunu düşünüyor. Gerçekten mi? Bu inanca tutunan herhangi biri bu yaşta bir iş aramak durumunda kalmamıştır. İş hayatı yaş ayırımcılığı 40 yaşında –hatta kadınlar için 35- başlıyor ve iş görüşmelerini yürüten kendi yaşınızdaki insanların bile sizin yaşlı olduğunuzu düşündüğü acı bir şekilde açık olarak görünüyor.

Batı kültüründe 50-55 yaş yaşlılığın başlangıcıdır. Ama bu iyi bir şey. Yaşlanmayı araştıran geriatristler ve araştırmacılar günümüzde yaşlılık hastalıklarının  ortalamada 75 yaşına kadar görünmeye başlamadığını söylüyor. Dolayısıyla yaşlanmanın kaçınılmaz olduğunu inkar etmezsek ve takıntılı bir şekilde gençliği uzatmaya çalışmazsak yaşlı olmadan önce 20 ya da 25 yılımız var  çocukluğun erginlikten ve erişkinlikten farklı olduğu kadar farklı ve ayrı bir yaşam aşamasını keşfetmeye ve yaşamaya.

Oh, kitaplar ve filmler ve TV şovları ve 50-artı web siteleri ve anti-aging “uzmanları” var, aralıksız olarak 20 ya da 30 yıl daha genç olan insanların görüntülerini ve davranışlarını sürdürmeliyiz ve zorundayız çığırtkanlığını yapan –kimyasal, cerrahi, farmasetik- hangi araçla olursa olsun.

Bize 80 yaşında dağ tırmanan ve 90 yaşında hava dalışı yapan “süperbüyükanneler” ve “süperbüyükbabalar” örneklerini kakalıyorlar, bunları yapmayan bizlerin yaşama ayak uyduramada başarısız olduğumuzu güçlü bir şekilde ima ederek.

Yapabileceğimiz en iyi şey onlara aldırmamak ve canlılığımıza sevinmek çünkü onlar yalnızca dış görünüşü önemser. Eğer onları dinlemezsek bedenimiz ne kadar farklılaşırsa farklılaşsın kendimizi sevmeye devam ederiz.

Dürüst olun, şimdi:  sarkık, yaşlı bir beden sizi mutlu olmaktan alıkoyar mı, zevki bilmekten, onu nasıl kazanmış olursanız olun, alıkoyar mı? Kuşkusuz, koymaz.  Herhangi birini, herkesi yaşlılıkta güzel yapan şey geçen yıllarının, kendilerinin oldukları gibi kabulüdür.

Yaklaşık olarak 60’tan sonra, yalnızca sabah uyanmak bile bir tür zaferdir. Her yeni günle gençliğimiz kaybetmenin üzüntüsü ya da yaşamın bu zamanına ulaşmanın neşesiyle yüzleşebiliriz. Kişisel bir seçim bu.

Çocukluğumuza hevesle veda ettik erginlik geldiğinde ve güle güle dedik bu aşamaya da erişkinlik tepemizdeyken. Yanlış bir şey -anıtsal paylardan biri olduğuna inanıyorum-  yaşlılık geldiğinde erişkinliğe sarılmak.

Onun yerine, yaşın getirdiği kayıpları –gençlik, fiziksel güç, toplumdaki pozisyonumuz- kabul edip yaşlılığa evet deyin, kendinizi onun gizemlerine açıp  ve her günü şimdiki zamanda tutku ve açık kalplilikle yaşayı, bu zamanı mutluluk, doyum, neşe ve huzurlu bir zaman fırsatı olarak deneyimleyin.

Erişkinlikten daha ileri giderek kendimize yaşamın yeni boyutlarına doğru büyüme izni veririz ve bütünlenme yolunda bir şans elde ederiz.

Yani, kalan yıllarımızda kendi hızımızda, geçmişimizi gözden geçirebilir, başarısızlıklarımızı ve suçlarımızı bağışlamayı öğrenebilir, pişmanlıklarımızla yüzleşebilir –yapsaydım, yapmalıydım, yapardımlar  -biraz huzur ve belki bilgelik bulabiliriz.

Bu harika fırsatları yeterince yaşlı değilmişim gibi yaparak ziyan etmek istemem.

Yaşlılığı gölgeleyebilecek ve hergünlük yaşamı zorlaştıracak hastalıkları ve düşkünlükleri dışlamayı hiçbir şekilde kastetmiyorum. Ama fiziksel dünyamız küçüldükçe bile uzak ufukları araştırabiliriz demek istiyorum. Bütün gereksindiğimiz anti-aging şarlatanlarına aldırmamak ve :

Koşullar gerektirdikçe uyum sağlayın

Sınırlarımızı mizahla kabul edin

Teslim etmek zorunda olduklarımızın yerine yeni zevkler bulun.

Bu tutumlarda inanıyorum ki yaşlılıkta erdem buluruz.

http://www.timegoesby.net/weblog/2013/05/growing-old-with-grace.html

“Yaşlılık korkakların yeri değildir.”
~ Bette Davis