Saç; Bugün Var, Yarın Gitmiş (1)
Giderek kelleşmem daha fark edilir hale geliyor bunu düşünmekten ölümüne yorgunum. Aylardır bir çözüm aramak için ciddi bir zaman ve çaba harcadım.
Bu yazı, bu çabanın sonrasında, saç arayışında bir yaşlı kadının uzun ve maceralı yolculuğunun raporudur.
Bu hikayeyi size sunmadan önce açık olalım: hiçbir şey, sıfır, sıfır, zero, hiçbir şey kadınlarda tekrar saç büyütmez (ne de pek çok erkekte).
Tıbbi bir neden olmadıkça, kim size ne derse desin ya da reklamlar ne söz verirse versin hiçbiri işe yaramaz.
Ancak, yüzde iki Rogaine (minoxidil) kadınlar için USA’da tek FDA olurlu ilaç. Sıvı ya da köpük olarak bulunuyor, günde iki kez kullanılmak zorunda, yalnızca yüzde 20 kadında çok az yeniden büyüme meydana getiriyor. Ancak yaklaşık altı ay kullanmadan bu azınlık içinde olup olmadığınızı bilemezsiniz. Öyleyseniz ve eğer Rogain kullanmayı kesecek olursanız o gelişme de kaybolacaktır.
Daha yüksek doz Rogainle küçük bir gelişme oluyor ama çok değil. İşte size bir doktor önerisiyle mümkün olan yüzde beşlik versiyonunun kullanımı konusunda webMD’nin söyledikleri:
“Az ya da orta derecede saç kaybı olan 18-45 yaşları arasındaki beyaz kadınların klinik araştırmalarından elde edilen sonuçlar sekiz ay minoxidil kullanımından sonra kullananların yüzde 19’unun orta derecede yeniden büyüme ve yüzde 40’ının çok az yeniden büyüme elde ettiklerini rapor ediyor.”
Birkaç rahatsız edici ve bazen olasılıkla tehlikeli yan etkisi var, sonuçta Rogaine bana göre değil. Unutmayın, bu minimal başarılı tedavi bir tarafa, saç kaybı süreklidir.
Ve saçların tekrar büyüyeceğine hala inanıyorsanız bir saniye durun ve bir soluk alın: eğer saçı tekrar başarılı bir şekilde büyüten bir şey varsa bunun onu hangi fiyata olursa olsun alacak milyonlarca insan için önemli bir haber olacağını düşünmüyor musunuz? Kuşkusuz bu doğru. Yani bir sır olmazdı.
Kel bölgeleri doldurduğu ve daha az dikkat çeker hale getirdiği var sayılan ama tam olarak da oldukları gibi görünen renkli pudralar var ve yağmura yakalanırsanız büyük sorununuz var demektir. Mantıklı bir çözüm değil.
Yani başka çareler bulunmalı.
Saçlarım en azından on yıldır azalıyor ve tüm tedavi edilebilir nedenler de hükümsüz kaldı. Baba tarafından hem büyük babaannem hem de babaannem kel oldular – büyük babaannem doğumdan sonra (belki bu sayılmaz) ve babaannem yaşlılıkta.
Annemin saçı 75 yaşında ölene kadar, benimkinin şimdi olduğundan çok daha azdı dolayısıyla benim kendi saç kaybıma normal diyebilirsiniz.
Buna androgenetic alopecia deniyor, bazen de kadın tipi kellik ki kafada erkek tipi kellikten daha yaygın alan tutuyor. Genellikle kalıtımla geçiyor ve genç kadınlarda da ortaya çıksa da menapozdan sonra çok daha yaygın, A.B.D’ de 30 milyon kadını etkiliyor.
İşte kafamın Çarşamba günkü fotoğrafı:
Şimdi, gerçekten böyle görünerek etrafta yürür müydünüz? Ben kesinlikle istemezdim.
Kaç yıldır yaptığım şey uzun saçlarımı yukarıda toplayıp büyüyen çıplak bölge üzerine tutturmak. Ama bu şimdi geçmişte olduğundan daha az etkili ve bu günlerde tepe kısmımdan daha hızlı kelleşen saç sınırının olduğu ön bölgeye yaramıyor.
İşte ciddi olarak ve ciddi olmayarak göz önünde bulundurduğum çözümlerden bazıları:
Eşarp bağlamayı öğrenin
Pek çok şapka alın
Açıklığı kapatacak bir saç stili olup olmadığını araştırın
Kalanı da traş edip kel olun
Peruk satın alın
Saç eklemeler ve saç tutturmalar kuşkusuz söz konusu değil, saç üzerinde daha fazla zorlama ve kellik yarattığı için.
Eşarplar? Onları boyuna bağlamakta hiçbir zaman iyi olmadım başım üzerinde işe yarar hale gelmeleri için gereken daha fazla karmaşık beceriyi öğrenebileceğimden kuşkuluyum. Tam zamanlı şapkalar gibi onlar da sıkıntı verebilir ve kolaylıkla da dalayabilir.
Kel olma kolaylığı bakımından çekici bir çözüm, düzenli traş dışında başka iş gerekmiyor. Bu beni çekiyor, işi burada sonuçlandırabilirim. Kötü tarafı hoşlanmadığım bir kimlik yaratacağı: “Oh, Ronni Bennet’in kim olduğunu biliyorsunuz –kel kafalı o yaşlı kadın.”
Bunun insanların beni tanımlamak için kullandıkları ana yol olmasını istemem.
Dolayısıyla birkaç hafta önce kelleşen kadınların saçları konusunda deneyimli olan bir kuaför ve pembe kafa derisini görünmesini en aza indirecek saç stilleri bulup bulamayacağımı araştırmak için yola çıktım.
Devam edecek…
http://www.timegoesby.net/weblog/2013/05/hair-today-gone-tomorrow-part-1.html
~ Çin Atasözü
Bildiğim kadarıyla saç kaybında en önemli unsur saç köklerini besleyen kılcalların derinin daha alt kısmına çekilmesi ve köklerin beslenememesidir.Eğer saç köklerinin çevresinide kılcal damarlar yeniden oluşturulabilirse bu durum çözülebilir gibi geliyor.Saç derisinin kanlanması,bölgede dolaşım hızının yükselmesi kılcal damarları geliştirebilir.Bu ise zayıflamış kökleri göçlendirir.Acaba uzun vadede yeni kökler oluşturur mu,saç kökü hücreleri iyi beslendikleri için kendini eşleyerek çoğalır mı veya laboratuvar ortamında kişinin kendi saç kökü hücreleri çoğaltılarak kafa derisine ekilebilir mi veya bunu zaten yapan merkezler var mı ya da bu hangi doğal yöntemlerle yapılabilir?Selam ve saygılar.
[Reply]