İşitme kaybı konusunda endişe edecek başka bir neden daha var –yaşlılarda en yaygın olan sağlık durumlarından ve en geniş ölçekte önemsenmeyenlerden biri. John Hopkins Hastanesi araştırmacıları tarafından yapılan bir çalışma işitmesi bozulmuş yaşlıların işitme sorunu olmayanlara göre daha erken bilişsel bozukluk –zihin ve düşünme sorunları-  geliştirme riskinde olduklarını öneriyor.

JAMA Internal Tıpta gerçekleştirilen araştırma Dr. Frank Lin’in önderliğinde yapıldı. Dr. Lin bir işitme uzmanı ve son birkaç yıldır yaşlı insanlardaki işitme sorunlarının boyutu ve düşmeler ve demansın başlangıcıyla ilişkisini belgelemiş olan bir epidemiyolog.

Araştırma işitme güçlükleri ve bunamanın başlangıcı ilişkisine taze ve bazılarının dediği gibi, çok gereksinim duyulan bir dikkat çekiş yapıyor.

Yeni çalışmasında -Pittsburgh ve Memphis’de yaşlı erişkinler üzerinde uzun süre yürütülen Health ABC Araştırması-  Dr. Lin,  araştırmaya pek çok yıldır katılan 1.984 yaşlı erişkine baktı. Katılımcıların ortalama yaşı 77 ‘ydi; bu araştırmayı kapsayan dönem başladığında hiçbirinde bilişsel bozukluk kanıtı yoktu. Katılımcılar 2001 ve 2002’de işitme ve bilişsel testler aldılar; yalnızca bilişsel testler üç, beş ve altı yıl sonra tekrarlandı.

Testler iki çeşit; Değiştirilmiş Mini-Zihinsel Durum Sınavı (Modified Mini-Mental State Exam)  ki bir söyleşiyle yapılıyor ve bilişsel durumun genel resmini çıkarıyor ve Dijit Sembol Yerleştirme Testi  (Digit Symbol Substitution Test)  yalnızca kişiye sembollerle sayıları eşleştirmelerini soran bir kağıdı; bir insanın işleyen belleği ve icra fonksiyonundaki bozuklukları ortaya çıkarabiliyor.

Dr. Lin  Değiştirilmiş Mini-Zihinsel Durum Sınavı temelinde bilişsel bozukluğun yıllık hızının işitme sorunu olan yaşlı erişkinlerde olmayanlara göre yüzde 41  fazla olduğunu buldu. Bu testte 5 puanlık bir düşüş “klinik olarak anlamlı” bir değişim belirtisi olarak dikkate alınıyor.

Dr. Lin bu bilgiyi kullanarak işitme kaybı olan yaşlı insanların 7.7 yıl içinde beş puan düşüş deneyimlediklerini,  işitmesi normal olanların ise 10.9 yılda bu oranı deneyimlediklerini buldu.

Dijit Sembol Yerleştirme Testi de benzer düşüş eğilimini gösterdi, o kadar dik olmasa da;  işitme kaybı olan yaşlı insanlar yıllık olarak yüzde 32 daha fazla bilişsel düşüş hızı gösterdiler işitme kaybı olmayanlara göre. Her iki durumda da sonuçlar yalnızca bir ilişkinin varlığını gösterdi, nedensellik kanıtı olmadan.

Gene de işitme sorunu olan 70 yaş ve üstündekilerin yaklaşık üçte iki olduğu gerçeği önemli bir bulgu.

Bakım verenler ve yaşlı erişkinler için çıkan ana fikir ;  “işitme kaybına önem verin,” diyor psikoloji profesörü Katleen Pichora-Fuller.

Çoğu insan sorunu ilk fark edişinden 10-20 yıl sonra işitme kaybı için tıbbi tedavi arıyor, diyor “çünkü işitme kaybı konusunda bir utanma var ve insanlar aslında işitme cihazı kullanmak istemiyor.” Bu, fark yaratabilecek bir müdahale olmaksızın bozulmanın sonuçlarıyla yıllarca mücadele ettikleri anlamına geliyor.

Dr. Lin’in bulgularını açıklamaya yardımı olabilecek bir sonuç sosyal izolasyondur. İnsanlar bir kimsenin onlara ne söylediğini ayırımsamak , ileri yaşlarda yaygın olduğu gibi,  için güçlük çekiyorsa genellikle akşam yemeklerine ya da partilere olan davetleri kabul etmeyi ya da konserlere ya da kurslara katılmayı ya da aile etkinliklerine gitmeyi durduruyor. Zaman içinde bu sosyal çekilme anlamlı ilişki kayıpları  ve yaşlıları diğer  insanlarla  ilişkide tutan etkinlik kayıplarına yol açarak kendi kendileriyle yetinmeye gidebiliyor.

Bilişle uğraşan bilim insanlarının yaptığı önemli sayıda  araştırma yaşlıların bilişsel sağlıklarının hem beden ve beyin egzersizine hem de sosyal olarak aktif olmaya dayalı olduğunu saptadı ve şimdi biz işitme araştırmaları ve bilişsel araştırmaların kesişmesinin de bu sıraya girdiğini ve bize işitme sağlığının bilişsel sağlığın parçası olduğunu gösterdiği bilgisine sahibiz ,” diyor temel eğitimi  odyoloji olan Dr. Pichora-Fuller.

Aile doktorları ve dahiliyeciler de genellikle yaşlı hastaların işitme konusundaki şikayetlerini atlarlar, Dr. Lin’in araştırmasını yakından takip etmeliler, diyor.

“Umarım bu araştırma doktorlara işitsel testlerin de yaşlı insanların sağlıklarına bakmak için uyguladıkları testlerin bir parçası olmak durumunda olduğu konusunda bir uyanın çağrısı olur, diye katılıyor buna Dr. Patricia Tun.

Her ne kadar testler etkin ve zararsızsa da destek kanıtın yokluğundan bir panelde araştırmacılar onları yaşlılara tavsiyede başarısız oldu bu yakınlarda.

Dr. Tun yaptığı bir araştırma yoluyla  Dr. Lin’in bu yeni bulgusuna diğer bir potansiyel açıklamanın “bilişsel yük” olarak bilinen bir kavramda yattığını ortaya çıkardı.  Temelde bizim yalnızca belirli miktarda bilişsel kaynağa sahip olduğumuzu var sayıyor ve beyne gelen duyusal girdiyi işleyen –bu durumda, ses-  kaynakların çoğunu harcarsak girdiler daha yavaş  işlenecek, daha kötü anlaşılacak ve daha az hatırlanacak,” diye açıklıyor.

Diğer bir deyişle, beyniniz işitmeyi ve karışık seslerden anlamlı bir konuşmayı belirlemek için çok çalışmak zorunda kalırsa  “daha yüksek bilişsel işlemler için daha az zihinsel enerjiniz olacak,” diyor Dr. Tun.

Sesleri göreceli olarak iyi işiten yaşlılar bile çoğunlukla sözcüklerin bozulmuş ve gevelenmiş olarak duyulduğunu not ediyor, karmaşık konuşmayı işleyen işitme mekanizmasındaki bozulmaya işaret ederek.

Ayrıca henüz belirlenemeyen biyolojik ve nörolojik yollar da hem konuşmayı hem de bilinci etkileyebilir. Ya da işitme kaybını güçlendirir ve yaşlı insanların genellikle kullandığı diğer ilaçlar da  henüz az bilinmektedir, diyor Dr. Lin’in yayını.

Bu araştırmanın sınırlı oluşu kısmen yaşlı erişkinlerin görüşmeyi yapanın sorduğu sorulara tepki vermelerini isteyen Değiştirilmiş Mini Zihinsel Durum Sınavının güvenirliliğinde, Prof. Dr. Barbra Weinstein’e göre, CUNY’s Graduare Center’daki odyoloji programının başı.

Onun araştırması işitmesi bozulmuş yaşlıların soruları anlayamayabileceklerini  ve şaşırtan sonuçları olan yanlış yanıt verdiklerini göstermiş. Diğer bir sınırlama katılımcıların işitmesinin zaman içinde test edilme başarısızlığından doğmaktadır, bilişsel testlerde olduğu gibi, bağlantıları didiklemeyi daha güçleştirdiği için.

Dr. Lin,  bu konuya yaşlı erişkinleri zaman içinde takip ederek ve işitme aygıtları gibi müdahelelerin bilişsel bozulmanın başlangıcını önleyebilip önleyemediği ya da gelişimini yavaşlatıp yavaşlatmadığı test edecek başka bir araştırma projesiyle yaklaşmayı umuyor. Bu arada, yaşlı erişkinler ve bakım verenler endişeleri varsa ve eğer sorunlar doğrulanıyorsa bir işitme aygıtı almayı düşünmeliler.

Beynin ses alması bilişsel bozulmaya katkıda bulunan duyusal yoksunluğu önlemek için “ilk ve en önemli adım,” diyor Kelly Tremblay, Washington Üniversitesinde konuşma ve işitme bilimi profesörü.

http://newoldage.blogs.nytimes.com/2013/01/23/study-links-cognitive-deficits-hearing-loss/

“Uzun bir ömür için dua eden fakat yaşlılıktan korkan aptallarız.”
~ Çin Atasözü