Bir laboratuar faresinin istediği kadar koşmasına izin verin beyin gücü artar.  Yapabildiğinden daha fazla koşmaya zorlayın düşünmesi daha da gelişir. Bu Taiwan’daki  Ulusal Cheng Kung Üniversitesinin araştırıcılarının yürüttüğü bir deneydi ve Mayıs ayında online olarak verildi.

Araştırmada, bilim insanları bir su labirentinde iki grup fareyi ayrı  denemelerde  hangi çabuklukta kaçabileceklerini görmek amacıyla hoş olmayan bir uyarıyla yüzdürdüler. Sonraki dört hafta boyunca bir grup farenin, pek çok farenin hoşlandığı bir aktivite olan kendi kemirici tekerlekleri içinde koşmasına izin verdiler, diğer grubu ise süresi ve hızı bilim insanlarınca kontrol edilen küçük koşu bandında daha hızlı koşmaya mecbur ettiler. Ve sonra her iki grubu öğrenme becerilerini ve belleklerini izlemek için test ettiler. Her iki grup fare su labirentinde önceki performanslarını daha da geliştiren hayran olunacak bir performans sergiledi. Ancak, bilim insanlarına göre daha karmaşık bilişsel tepki gerektiren bir iş olan kaçınma işinde, yalnızca koşu bandındaki fareler daha iyiydi.

Mikroskop altında bakıldığında koşu bandında yarışan fareler beyinlerinin birçok kısmında moleküler değişim kanıtları gösterirken,  kendi keyiflerine göre koşanlar yalnızca bir bölgede değişimler gösterdi. “Elde ettiğimiz sonuçlar farklı egzersiz çeşitlerinin beynin farklı bölgelerindeki neuroplastisiti değişimlerini uyardığı fikrini desteklemektedir,” diyor, Chauying J. Jen, psikoloji profesörü ve araştırmanın yazarı.

Bir süredir araştırmacılar egzersizin beynin yapısını değiştirdiğini ve düşünmeyi etkilediğini biliyor.  On yıl önce California’daki Salk Enstitüsünde bilim insanları egzersizin yeni beyin hücrelerinin yaratılmasını teşvik ettiğini ortaya çıkaran çığır açan bulguyu yayınladı. Ancak egzersizin yararlı olması için zor mu olması gerektiği gibi temel sorular  hala yanıtlanmamıştı.  Aerobik mi olmalıydı? Peki ağırlık kaldırma gibi egzersizler? Bilişsel gelişimler sürekli mi, yoksa gelip geçici miydi?

Yakınlarda yapılmış olan diğer araştırmalar bazı ön cevaplar sağlıyor. American Collage of Sports Medicine Dergisinde yayınlanan bir deneyde Illinois Universitesinde 21 öğrenciye bir harfler dizisini akıllarında tutmaları ve sonra akıllarında kalanları söylemeleri istenmiş.Ondan sonra harf testini tekrar yapmadan önce şu üç şeyden birini -sessizce oturmaları, yürüme aletinde koşmaları ya da ağırlık kaldırmaları- yapmaları istenmiş. Otuz dakikalık bir soğuma döneminden sonra bir kez daha test edilmişler. Bunu izleyen günlerde öğrenciler diğer iki seçeneği de yapmak için gelmişler. Öğrenciler koştuktan sonra tekrar yapılan testte diğer iki seçeneğe göre dikkati çekecek kadar daha hızlı ve daha isabetliydiler ve soğuduktan sonra yapılan testte de daha iyi performans göstermeye devam ettiler.  “Aerobik egzersizde farklı olan bir şey var,” diyor Illinois Universitesi Kinesioloji bölümünde araştırmacı ve aynı zamanda çalışmanın yazarı  olan Charless Hillman.

Benzer şekilde, Illinois Üniversitesindeki bilim insanlarınca yapılan diğer çalışmada yaşlı insanlar altı aylık ya esnetme egzersizi ya da sıkı yürüme programına alındılar. Esnetme yapanlar esnekliklerini arttırdılar ancak kavrama testinde gelişme göstermediler. Sıkı yürüyüşçüler gösterdi.

Beyni etkilemesi için neden egzersizin aerobik olması gerekiyor? “Öyle görünüyor ki yeni nöron ve beyin bağlantılarını yaratan moleküler hereketleri başlatmak için bedenden beyne çeşitli büyüme faktörlerinin gönderilmesi gerekiyor,” diyor, Ulusal Yaşlanma Enstitüsündeki Neuroscience Laboratuvarındaki araştırmacı Henriette van Praag. Bunun olması için koştuğunuz ya da bisiklete bindiğiniz ya da yüzdüğünüzde olduğu gibi  “kan akışında oldukça önemli bir değişikliğin olmasına” gereksiniminiz var. Öte yandan “ağırlık kaldırma kaslardaki büyüme faktörlerinin üretimini teşvik ediyor ama bunlar kaslarda kalıyor, beyne taşınmıyor,” diyor van Praag.

O zaman koşan Taiwan farelerine ne oluyor? Araştırmacılara göre, koşma tekerleğindeki fareler “ geleneksel olarak tanımlanmış  fitness ölçümlerinde “genellikle kas gücünü yükseltmek ve aerobik kapasitelerini geliştirmek gibi küçük ilerlemeler gösteriyor.” Keyif yapıyor; baskıya girmiyorlar.  Bu arada, koşu bandındakiler, nefes nefese kalmaya, şişmeye zorlanıyorlar.  Jen, koşu bandında  koşmanın daha yoğun olduğunu ve “kas aerobik kapasitesinde” gelişmelere yol açtığını ve bunun aerobik kapasiteyi arttırdığını ve onun da beyni tekerlekte koşmadan daha çok etkilediğini söylüyor.

Bu, egzersizlerimizin kontrolünü bizi zorlayan bir koça bırakmamız anlamına mı geliyor? Jen, insan bedeninin tam olarak farelerde olduğu gibi çalışmayabileceği konusuna dikkat çekiyor. Fakat çalışmasından alınacak derler var. “Düzenli olarak yapılan egzersizin herhangi bir çeşidi,” eğer aerobikse diyor “beyin fonksiyonlarımızı korumaya,  hatta arttırmaya yetkin  görünüyor.”

http://well.blogs.nytimes.com/2009/09/16/what-sort-of-exercise-can-make-you-smarter/

“Her yaş büyüleyici olabilir, içinde yaşamanız koşuluyla.”
~ Birgitte Bardot