wisdom21. yaş günüme yaklaştığım zamanı düşündüm- 1960’larda resmen ergin sayılma zamanı- o sabah uyandığımda yaşamın tüm önemli sorularının yanıtlarına sahip olacaktım.

Doğal olarak hayal kırıklığına uğradığımı bilirsiniz. Hem de çok derin. Bilgelik (benim beklediğim) pek çok yıl yaşamayla zor kazanılıyor ve benim için o gençlik hayal kırıklığından beri de hala gerçekleşmeyen bir şey.

Önemlidir demek istemiyorum. Demek istediğim, bizim toplumumuz bilgelikten çok daha fazla gençmiş gibi görünmekle ilgili, dolayısıyla şimdiki Amerika’da bilgeliğin ne iyiliği olurdu ki.

Gene de umarım geçmiş zamandaki bazı bilge yaşlı ruhların yaşlanmayla ilgili söylediklerini bir kenarda tutup arada sırada onlara bakmak beni doyurur. Sizin için onlardan bugünlük yalnızca bir avuç dolusu:

Gay Gaer Luce:

“Altmış yaşındaki biri altı yaşındaki bir çocuk kadar büyüyebilir. Sonraki yıllar kişisel gelişim, özgürleşme ve bir ruhsal büyüme zamanıdır.”

Anatole Broyard:

“Eğer biz şimdi sahiden er ya da geç 63 de ya da 70, 75, 80  ya da 90 da  öleceğimiz gerçeğiyle yüzleşirsek ondan sonraki tek büyük soru kalan yıllarımızı, nasıl yaşayacağızdır, ne kadar az ya da ne kadar çok olurlarsa olsun?”

Simone de Beauvoir:

“İnsan özgürlük ve zihin huzuruna ulaştığı anda birkaç yıl daha az ya da daha çok pek fark etmez kişi ölümden kaçmayı sona erdirir.”

Victor Hugo:

“Zarafet kırışıklıklarla birleştiğinde, hayranlık uyandırır. Yoğun mutlu bir yaşlılıkta tanımlanamayacak bir şafak aydınlığı vardır. Genç bir erkek yakışıklıdır, ama yaşlı muhteşem.”

Edith Wharton:

“Hastalığa karşın, en temel düşmana karşın, üzüntüye karşın insan genel  bozulma zamanının çok ötesinde de canlı kalabilir eğer değişimden korkmazsa, entelektüel bakımdan doyumsuzsa, büyük şeylerle ilgiliyse ve küçük şeylerle mutlu oluyorsa.”

http://www.timegoesby.net/weblog/2013/09/some-wisdom-from-the-not-too-distant-past.html

“Gençlik doğanın hediyesidir. Yaşlanmak ise sanat eseri.”
~ Walter Wincher